22 Mart 2012 Perşembe

M.Ö. 3000-2000 DOĞU ANADOLU
M.Ö. 3000’lerden 2000’lere ait dönemlerde kuzeyde Gürcistan’dan, batıda Malatya’ya, doğuda Kuzeybatı İran’a kadar yayılan bir alanda homojen bir kültür dikkati çeker. (Kura-Aras/ Erken Transkafkasya). Bu kültür Doğu Anadolu’da bin yılı aşkın süre yaşamış ve etkisini yitirmiştir. Bu geniş coğrafyada tomurcuklanmaya başlayan etno-kültürel gelişmeler yörelerde fark farklı gelişmiştir. Bunlar:
1.      Elazığ-Malatya ovaları geleneksel kültürü kısmen sürdürürken; Orta Anadolu’dan gelen kimi kültürel etkiler görülmeye başlanır.
2.      Erzurum-Erzincan-Bayburt yöreleri: Kura-Aras kültür yapılarını korumuşlardır.
3.      Doğu ve kuzeydoğu uçtaki bölgelerde ise köklü yaşam biçimin yerini yepyeni bir yaşam biçimi almaya başlamıştır. Transkafkasya ve Kuzeydoğu Anadolu’da yaşam biçimi tam bir değişime uğramış ve göçebe bir aşiret düzenine geçilmiştir. İlk Tunç Çağı’nın Malatya’da Aslan Tepe, Elazığ’da Norşun Tepe, Tepecik, Pulur, Erzurum’da Krasvesos ve Güzelova, Van’da Dil Kaya ve Karagöz gibi kültür yerleşim merkezlerinde dil, din ve yaşam biçimi değişikliklerini görmekteyiz.
Ø  İrili ufaklı köylerde yaşayan ilk Tunç Çağı insanları (Kura-Aras kültürü halkları) bir gün gelip bütün alışkanlıklarını bırakmak zorunda kalmışlardır.
Ø  Bu dönemde genelde alüvyonlu düzlüklerdeki höyük türü yerleşmeler ıssızlaşmış, yaşam ot bakımından zengin yüksek yaylalara taşınmıştır.
Ø  Süphan, Alaca Dağ ve Ağrı Dağı eteklerindeki yaylalarda saptanan binlerce mezar Kuzeydoğu Anadolu’da başlayan bu yeni sürecin kanıtıdır.
Ø  İlk Tunç Çağı (3) döneminin sonlarında Van havzasında birçok höyüğün ıssızlaştığı saptanmıştır. Bu höyük türü yerleşim merkezleri yaklaşık 1000 yıl süreyle boş kalmıştır. Bu gelişmelerden tüm Transkafkasya etkilenmiştir.
Ø  Tarımcı köy sisteminin son bulması ve aşiret düzenine dolayısıyla yeni bir ekonomik sisteme geçişle sonuçlanan bu sürece yol açan sonuçlar neydi?
Ø  Coğrafi yapı, iklim koşulları, çevresel özellikler Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Transkafkasya halklarının göçebe, yarı göçebe hayvancılığı ekonomik geçim yolu olarak benimsemelerine yol açar. Tarım ağırlıklı geleneksel yaşam son bularak, “yüksek yayla-otlak türü bir yaşam” geçişinin materyal kültürde derin izler bıraktığı görülmektedir.

tamer eren
14.10.2011
Cuma  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder